17 Şubat 2017 Cuma

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN...

SEVİ

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karsısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdima
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni…

DÜŞLE GERÇEK ARASINDA
Durup durup seninle karşılaşıyorum her yerde
Karşıma çıkıyorsun her köşebaşında sen
Kimi gün parklarda, kimi gün sokaklarda, caddelerde
Gözgöze geliyoruz, saatlerce bir şey söylemeden.
Hiç değişmemiş diyorum içimden, ne güzel
İşte yine o! Yine mahzun, yine dalgın, yine ürkek
Hadi gel diyor dudakları.—-Özledim, hadi gel
Biliyorum oysa; uzatsam ellerimi, gidecek.
Bu bir aldanış mı? Yoksa var oluş mu yeniden
Söyle bir son mu? Bir başlangıç mı? Bir dönüş mü?
Ne oldu o güzelim zamanlara ansızın uçup giden?
Hadi uyandır beni, söyle; gördüğüm zamansız bir düş mü?
Hadi git, uzaklaş, yokluğuna inandır beni gerçekten
Yoruldum, her bulduğum yerde seni kaybetmekten


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder